© Bizim Tekirdağ 2021

Çorlu’da Doğu Türkistan’a destek eylemi

Çorlu Ülkü Ocakları öncülüğünde bir araya gelen yüzlerce kişi Atatürk Meydanı’nda Doğu Türkistan’a destek Çin’e protesto eylemi gerçekleştirdi.

Düzenlenen programda konuşan Çorlu Ülkü Ocakları Başkanı Gökhan Karataş, “Neredeyse 250 yıldır Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken bütün dünya kör, sağır, dilsiz bu alçakça zulmü seyretmektedir” dedi.

 

Ulu kahramanımız Kürşad’ın yurdu Göktürklerin, Karahanlıların, Uygurların hüküm sürdüğü ata yurdumuz Doğu Türkistan bugün Çin zulmü altındadır diyen Karataş, “Özellikle 1949 yılından sonra Mao Zedung’un Çin devrimiyle birlikte Doğu Türkistan sistemli bir Çinlileştirilmeye tabi tutulmuştur.1949 yılında Türk oranı yüzde 95, Çinli oranı yüzde 5’idi. Bugün ise 20 milyon nüfusun 8 buçuk milyonu Türk, 7 buçuk milyonu Çinlidir. Bütün baskılara karşı Doğu Türkistan Türkleri milli kimliklerini korumayı başarmış ve Çinlileşmemiştir. Nüfus yapısındaki bu büyük değişim bölgeye yapılan Çinli göçleri nedeniyledir. Çin’in 1949 yılından bu yana yürüttüğü politikalarla Doğu Türkistan asimilasyon ve etnik temizliğe maruz bırakılmıştır.1949 yılından beri Kızıl Çin tarafından öldürülmüş ya da rejimin nüfus planlama politikalarıyla oluşan kıtlık sonucu hayatını kaybeden Doğu Türkistanlı sayısı 35 milyondur. Doğu Türkistanlı çocuklar daha doğmadan yasaklarla karşılaşıyorlar. Kızıl Çin’in nüfus planlaması sonucunda bebekler zorunlu kürtajla annelerinin karnından zorla çıkartılıp öldürülüyorlar. Doğu Türkistan’da Türkçe konuşmak, tarihlerini öğrenmek, istedikleri üniversiteyi tercih etmek, istedikleri işte çalışmak imkansızdır” diye konuştu.

 

Doğu Türkistan’da yaşayan Türk kızları Çin’in iç eyaletlerinde çalışmaya zorlanmaktadır diyen Gökhan Karataş, “Fabrikalara teslim edilen Türk kızları ağır işlerde çalışmakta, ucuz işçi olarak kullanılmakta, aşağılanmakta ve sömürülmektedir. Doğu Türkistanlılar Çince konuşmaya zorlanmaktadırlar. İbadet ettiği tespit edilen kişiler işinden, okulundan atılmaktadır. İslam dininin kitaplarını bulundurmak bir suç unsuru olarak kabul edilmektedir. Camiler tek tek kapatılmakta, Kızıl Çin’in direktiflerine uymayan din adamları, aydınlar sistemli olarak öldürülmekte, gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır. Doğu Türkistanlılar düşünce, ifade ve din hürriyeti alanlarında tamamen kısıtlanmışlardır. Çalışma hakkı, mülkiyet hakkı ve serbest seçimlere katılma hakkı ile adalet, haysiyet, göç ve irtica gibi haklar bu halk için söz konusu değildir.  Nasıl ki Filistinli din kardeşlerimiz İsrail’e karşı topraklarının bağımsızlığı için mücadele veriyorsa Doğu Türkistanlı din kardeşlerimiz ve soydaşlarımızda Çin’e karşı toprak bütünlüklerini savunuyorlar” şeklinde konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER