Saadet Partisi Alpullu Şeker Fabrikası'nda
TekirdağSaadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş başkanlığındaki, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne İl başkanları ve yönetimlerinden oluşan heyet Alpullu Şeker Fabrikası önünde açıklama yaptı.
Şeker-iş Sendikası ziyaretiyle başlayan programda sendika tarafından başlatılan imza kampanyasına destek verildi. Akabinde Alpulu Şeker Fabrikası önünde toplanıldı. Burada Şeker-iş Sendikası Şube Başkanı Orhan Saltık bir konuşması gerçekleştirdi. Trakya’nın tek şeker fabrikasına Saadet Partisinin sahip çıkmasından dolayı teşekkür eden Saltık; “Bu desteğiniz için teşekkür ederiz. Biz milli görüşü iyi biliyoruz. Siz memleketin dört bir yanını fabrikalarla donattınız. İktidarınızda çiftçimizin ve üreticimizin yüzü güldü. Bugün de buradasınız. Bu desteğinizle ümit ederiz ki hükümet verdiği bu yanlış karardan döner” dedi.
Daha sonra hazırlanan basın açıklamasını Tekirdağ İl Başkan Yardımcısı Murat Vakitçi gerçekleştirerek; “Saadet Partisi Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ İl Teşkilatları olarak ülkemizin en stratejik konularından biri olan Şeker Fabrikalarımızın satılma kararının açıklanması ile ilgili düzenlediğimiz Basın Açıklaması için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ederim. Bu Basın açıklamasını niye yapıyoruz? Çünkü Hükümet Şeker Fabrikalarını satmak istiyor! Peki, bu karar çiftçinin kalkınması ülkenin menfaatleri gözetilerek mi alındı? Bu fabrikalar zarar ediyor da bu zarardan kurtulmak için mi satılıyor? Maalesef hiç biri değil” dedi.
Vakitçi; “Amerikan CARGİLL firması Türkiye’deki Şeker Fabrikalarının satılmasını istedi! Biz de satılmasına mani olmak için buradayız, birlikteyiz! Mısır şurubunun kotalarının artırılarak şeker piyasasını tamamen kendi kontrolüne almaya çalışan ABD’nin küresel şirketi CARGİLL’in kapsamlı bir şeker raporu hazırladığı ortaya çıktı. Bu raporda, Şeker pancarının üretiminde çok su tükettiği ve ekonomiye çarpan etkisinin mısıra göre çok düşük olduğunu ileri süren Cargill, deyim yerinde ise şeker pancarının zararlarını saymakla bitiremedi! Yaptığı tespitlerle ‘Türkiye’nin şeker pancarından zarar ettiğini’ ortaya koymaya çalışan CARGİLL, nişasta bazlı şekerlerin kotasının ilk planda 400 bin tona çıkarılmasını, şeker fabrikalarının özelleştirilmesini ve şeker kotalarının da bir an önce kaldırılmasını talep etti” diye konuştu.
Vakitçi; “Raporda şeker pancarı aleyhine şok tespitlerde bulunan CARGİLL, doğrudan olmasa da dolaylı yoldan Türkiye’nin şeker ihtiyacını pancardan değil, mısır nişastasından karşılamasını savundu! İktidar da buradaki gizli oyunları göremeyerek 14 Şeker Fabrikamızı satmaya karar verdi.
Stratejik bir ürün olan Şeker Pancarı üretim kısıtlaması Kemal Derviş zamanında getirilen “15 günde 15 yasa” ile başlamıştı. Pancar ekim alanlarına sınırlama getirildi. İnsanımız pancar ekiminden çekildi. Ardından NBŞ ile tanıştık. Amerikan CARGİLL firması genetiği değiştirilmiş mısır şurubu şekerini evlerimize soktu. Bunların insan sağlığına zararlı olduğuna ilişkin yüzlerce rapor yazıldı. Bunu bilen Batılı ülkeler ülkeler kullanılmasını yasakladı. Türkiye’de ise her yıl NBŞ kotası artırıldı. Geçtiğimiz yıllarda değişik gerekçe ve bahanelerle Şeker Fabrikalarımızın bir kısmı satıldı. Bu satışlardan çiftçi mağdur oldu. Devlet zarar etti. Halkımızın sağlığı tehlikeye sokuldu. Şimdi de 14 Şeker Fabrikası kamu oyunun bütün itirazlarına rağmen yangından mal kaçırırcasına satılıyor” şeklinde konuştu.
“Ülkemizde kurulan ilk Şeker Fabrikasından yetkililere sesleniyoruz” diyen Vakitçi; “Şeker Fabrikaları Milletindir satılamaz! Şeker Fabrikaları Türkiye’nin Milli meselesidir. Yerli ve Milli olma sözleri nerede kaldı? Milli Tarım Politikasına ne oldu? Şeker Pancarı üretimi Milli bir ürün değil mi? Satış listesine konan Ilgın Şeker Fabrikasının geçen yıl 33 milyon TL kar ettiği açıklandı. Kar eden fabrika niçin satılır? Satmak bir yana kapasitesini artırmak gerekmez mi? AB son 10 yılda Şeker sektörünü yeniden ayağa kaldırırken ülkemizde ise son fabrikalar da satılıyor! Türkiye, pancardan şeker elde edebilecek ülkeler arasında en avantajlı ülke iken böyle bir özelleştirme neticesinde pancardan şeker etme imkânını kaybedecektir. En önemlisi ise Türkiye kendi ürettiği ve güçlü olduğu şeker pancarından vaz geçerken hem ithalatçı duruma düşecek hem de sağlık açısından zararlı olar Mısır Şekerine mahkûm olacak” dedi.
İl Başkan Yardımcısı Vakitçi; “Hükümetin şeker fabrikalarını özelleştirme kararı, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun raporu ile de büyük bir çelişki oluşturuyor. Millî Gazete tarafından ortaya çıkarılan Bilim Kurulu raporunda, nişasta bazlı şekerlerin insan sağlığına büyük zararlarının bulunduğu belirtildi. Kotaların düşürülmesi ve NBŞ’nin gıda maddelerinde kullanımının sınırlanmasını istemişti. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ise nişasta bazlı şekerlerin tüketimini daha da artıracak. Türkiye’de özellikle çikolata ve şeker ürünlerinin tamamına yakınında kısa adı NBŞ olan nişasta bazlı şeker kullanılmaktadır. NBŞ başta Kanser, obezite, alzheimer, kalp, astım, baş ağrısı gibi birçok hastalığa sebep olmaktadır” dedi.
Vakitçi; “Son 15 yılda yapılan özelleştirmeler ülke istihdamına ve üretimine bir katkı sağlamazken özellikle gıda sektöründe yapılan özelleştirmeler ise ülkenin yerli üretimine büyük darbe vurdu. Özellikle Et ve Süt Kurumu’nun ve süt sektöründe yapılan özelleştirmeler, bugün ülkeyi hayvancılıkta ve et üretiminde ithalatçı bir konuma getirdi. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi de ülkenin pancar üretiminden çekilmesini gündeme getirerek, Türkiye, şeker ihtiyacını tamamen mısırdan yapılan nişasta bazlı şekerlerden karşılamaya başlayacak. Kimse ben mısır şurubu tüketmiyorum, zararından korunuyorum” demesin. Yediğimiz, İçtiğiniz Kolalı içeceklerde, meyve suyunda, gazozda, yediğiniz çikolatada, tatlıda, bisküvide, pastada, dondurmada kısacası yüzlerce üründe bu mısırdan elde edilen şeker kullanılıyor. Toplum olarak büyük tehlike altındayız” diye konuştu.
Başkan Yardımcısı Murat Vakitçi; “Gelişmiş ülkelere baktığımızda tatlandırıcılar, nişasta bazlı şekerler kanserojen olduğu için yasaklanmıştır. Avrupa’da kişi başına 1.5 kg tatlandırıcı düşerken ülkemizde 6 kg düşmektedir. Eğer bu fabrikalar satılırsa bu miktar 16 Kg’a mı, 26 Kg’a mı çıkar onların insafına kalmış! Bu itirazlar dikkate alınmaz, Hükümet yanlışlıkta ısrar ederse Şeker fabrikalarının birçoğu kapanır ve Türkiye pancar üretiminden çekilir. Durum bu kadar açık! Yok, efendim neymiş Özel sektörde fabrikalar daha iyi çalışırmış! Pancar üretimi artarmış! Şeker fiyatları ucuzlarmış! Bunların hepsi milletin gözünü boyamak için ortaya atılan tutarsız gerekçelerdir. Her şeyi bir tarafa bırakalım ABD merkezli Cargill, “şeker fabrikalarınızı özelleştirin” diyorsa durup bir düşünmemiz gerekmiyor mu? Elin Amerikalısı ısrarla niye fabrikalarımızın satılmasını istiyor?” şeklinde konuştu.
Vakitçi; “Avrupa Birliği'nin son 10 yılda şeker sektörünü yeniden yapılandırarak, fabrikaların kapasitelerini artırırken Türkiye'de 14 fabrikanın daha üretimden çekilmesi demek Türkiye'nin şekerde AB'nin ve nişasta bazlı şekerlerin açık pazarı haline gelmesi demektir.
Şunu herkes iyi bilmeli ki; Kalkınma üretim ve istihdama yönelik yatırımlarla olur. Satarak olmaz! Genel Başkanımızın, üreticinin göz ardı edilmesi ve fabrikaların satışı konusundaki sözü toplumda büyük yankı uyandırdı; "Son fabrika satıldığında, son üretici toprağını terk ettiğinde, 'Beyaz AK Partili Adam,' beton ve asfaltın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak! Tüm halkımızın talebi, Yerli ve Milli olan Şeker Fabrikalarımızın satışından vazgeçilmesidir” dedi.
İlginizi Çekebilir