1989 yılında yaşanan Bulgaristan zorunlu göçünün 30. yıldönümünde Çorlu’da düzenlenen göç sempozyumunda konuşma yapan kendisi de bir göçmen olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Yüksel Özkan’ın hiç kimse bize Suriyeli muamelesi yapmasın, hiç kimse bizi Suriyeli sığınmacılarıa kıyaslamasın" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Yüksel Özkan sempozyumda yaptığı konuşmada, “Çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Bizler göçün ne olduğunu biliyoruz. Göç gerçekten bir ateşten gömlek. Son zamanlarda ülkemizin çevresinde yaşanan savaşlar nedeniyle ülkemize sığınan mülteciler var. Özellikle çok sayıda Suriyeli var. 4,5 milyon resmi rakamlara göre ben Bursa’nın milletvekiliyim. 170 bin Bursa’da Suriyeli sığınmacı var. Hiç kimse bizi Suriyeli sığınmacılarla kıyaslamasın. Biz, bu toprakların öz ve öz evlatlarıyız. Balkan Türkleri, Anadolu Türkmenleri, herkesi tarihi bilince davet ediyorum” dedi.
Bu konuda açıklama yapma gereğinin neden hasıl olduğunu da aktaran Özkan, “Diyeceksiniz ki bu nereden çıktı. Neredeyse her gün yazılı ve sözlü, görsel medyada ve sosyal medyada, Bulgar Türkü, Yunan Türkü, Makedon Türkü gibi yaklaşımlar bizi rencide ediyor. Buna da tepkimizi koymaya devam edeceğiz. En son bir ulusal kanal Belene Kampını anlatırken altyazıda Bulgar Türklerini diye bir yazı yazdı bu bizi rencide etti. Siz Belene’yi konuşuyorsunuz, Bulgaristan’da yaşayanların Türk olduğunu bilmiyorsunuz. Biz göç yaşadık, empati yapmayı biliriz ama hiç kimse bize Suriyeli muamelesi yapmasın. Buna da izin vermeyeceğiz. Şunu eda vurgulamak istiyorum. Biraz önce çok değerli konuşmacılar vurguladılar, biz anavatana katkı koymaya geldik. Yaşamın her alanında katkı koyduk. Çok özür dileyerek bir şey söyleyeceğim. Hiç el avuç açmadık, gece gündüz çalıştık. Ben akademisyen bir kardeşinizim, Türkiye Cumhuriyeti’ne, anavatana teşekkür ediyorum. Ben tıp mensubuyum, ortopedi profesörüyüm ve uzun süre bir üniversitede görev yaptım. Ama Bulgaristan’da bizlere bu akademik yollar, eğitim yolları kapanmıştı. İnançlarımızı dilimizi, bunları hep konuştuk. 30. Yılda o acıları hatırlamak bizlere kesinlikle bir rövanşist duygu aşılamıyor. Bu sempozyuma katkı sağlayanlara teşekkür ediyorum, konuşmamı ne mutlu Türküm diyene şeklinde bitirmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın