Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (NAKSAM) tarafından İzmir depreminde yaşanan yıkım ve kayıplar üzerine sosyal sorumluluk kapsamında ‘Deprem Bilinci Farkındalık Videosu’ hazırlandı.
NAKSAM Müdürü Prof. Dr. Funda Eryılmaz Açıkgöz hazırlanan video ile ilgili “Doğal afet dediğimiz şey aslında bir doğa olayıdır. Onların afet olarak adlandırılması ise biz insanlara verdiği zarardan; daha doğrusu bu doğa olaylarının zararlarından korunmayı yeterince başaramamış olmamızdan dolayı bizim yaptığımız bir şeydir. Yakın zamanda gerçekleşen İzmir depremi nedeniyle afet bilincinin en üst seviyede olduğu bu günler, başka afetler için alınacak önlemlere ve daha etkili bilinçlendirme çalışmalarına dair bir şanstır. Deprem bilinci gerçeğini hatırlamak ve unutmamak adına bu videonun hazırlanmasında merkezimize verdiği destekten dolayı Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Ahmet Bal’a da NAKSAM adına teşekkür ediyorum. İzmir depremi ve öncesinde yaşanan tüm afetlerde hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum” şeklinde konuştu.
İnşaat Bölümü Öğretim Görevlisi Ahmet Bal’ın Yapı ve Deprem Mühendisliği ile ilgili çalışmaları bulunuyor. Hazırlanan videoda genel deprem parametreleri ve bunun yapılara etkisi konusunda bilgiler paylaşan Bal, gerçekleştirdiği sunumda “Depremle ilgili bilinmesi gereken en önemli konu depremlerin öldürmediği, esasında binaların insanlara zarar verdiğidir. Yapı ve Deprem Mühendisleri için depremin büyüklüğünden ziyade binalara uyguladıkları ivme değerleri önemlidir. Yapıları ne kadar ağır yaparsanız, depremden o kadar fazla etkileniyorsunuz. AFAD çok zahmetli bir çalışma sonrasında Türkiye’de bulunan tüm arsalara ait ivme değerlerini ortaya koydu” şeklinde konuştu ve Tekirdağ üzerindeki ivme bölgelerini ve yoğunlaşan fay haritalarına değindi.
Son depremlerde yaşanan yapısal sorunlarla ilgili bilgi veren Öğr. Gör. Ahmet Bal, “Aslında depremde en önemli konu, düzenli bir taşıyıcı sisteminizin olmasıdır. Yapıyı ne kadar düzensiz hale getirirseniz depremden o kadar çok etkilenirsiniz” dedi. Öğr. Gör. Bal, bu konuyla ilgili Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Tokyo Teknoloji Enstitüsü’nün birlikte yürüttüğü bir çalışmaya da değindi.
Kıyı şeridi çok fazla olan bir ülke olarak depremle ilgili yaşayanabilecek bir başka sorunun ise Tsunami olduğunu belirten Bal, “Eskiden Tsunaminin sadece okyanuslarda olduğu düşünülürdü. Tsunaminin yapılara zarar verdiğini görebiliyoruz. Bu riskleri azaltabilmek için Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Yapı Laboratuvarında geliştirdiğimiz ‘yüzen betonlar’ var ve Tsunamiye karşı bunların kullanılmasıyla ilgili projeler var” dedi. Projedeki Beton kano Barbaros’a dair bilgiler veren Bal, “Deniz etkilerine karşı durabilitesi artırılmış ve basınç dayanımı 80 megapascal’a ulaşan reaktif pudra betonu yaklaşımı ve polimer lif takviyesi ile Türkiye’de üretilen ilk kano bu. Yapıların deprem anında yüzüp Tsunami etkilerinin azaltılmasıyla ilgili yürütülen bir projedir. Yine bu konuyla ilgili Üniversitemizde yürütülen bir proje de ‘Dünyanın İlk Çelik Donatısız Yüzen Beton Evi’ dedi.
Son olarak yapı tiplerinde görülen hasarlara değinen Öğr. Gör. Ahmet Bal, “Yapılarımızın depremde yıkılması bizim kaderimiz değil. Yapılarınızın Mühendislik hizmeti alıp almadığını ve yönetmeliklere uygun yapılıp yapılmadığını Yapı ve Deprem Mühendislerine kontrol ettirerek güvende kalabilirsiniz” dedi.
Videoyu izlemek için tıklayınız:
http://naksam.nku.edu.tr/deprem-bilinci-farkındalık/haberayrinti/m/0/32412/268
Yorum Yazın