Öncelikle kendi hikâyemden başlamak istedim yazılara…
Bizim ailede fotoğraf hep oldu. O zamanlar her ailede olduğu gibi bizim de daha bebek halimizin fotoğrafları ve her aile ferdinin kendi albümü vardı. Biz büyürken o fotoğraflara bakardık, yenilerini çeker eklerdik o albümlere. Ve küçük bir fotoğraf makinem vardı çocukken. Daha doğrusu ailemizin fotoğraf makinesi. Makaralı filmler, baskı fotoğraflar ve fotoğraf albümleri… İşte böyle başladı fotoğrafa karşı ilgim. Çocukken ben çekmek isterdim her fotoğrafı, sen küçüksün yapamazsın’ların ardından, şimdi hadi bizi fotoğraf çek’lere geldi hikâyemiz. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite derken profesyonel fotoğraf makinesi hayatım, artık tedavülden kalkan fakat hala evimde başköşede oturan Canon AE-1 ile başladı. Bu makineye sahip olmamda ve profesyonel makine hayatımda bir artım vardı tabi ki. İsmini anmadan geçemem. Çorlu’da birçok kişi tarafından tanınan ve dostluğumuzun uzun yıllara dayandığı; Burak ÜNTÜRK. Ondan çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Ve tabi aile desteğini unutmayalım. Kendilerini fotoğraf çekmemi isteyerek sürekli pratik yapmamı sağlamalarının yanında, maddi ve manevi destekleri de esirgenemez. Çünkü bu hobi biraz pahalıya patlayabiliyor. Çünkü sonu yok. Her geçen gün teknoloji değişiyor. Ve biz insanoğlu hep daha fazlasını istiyoruz. Sonuç olarak çok heyecanlı idi AE-1 ile fotoğraf çekmek. Ne heyecanı demeyin. Çeken bilir :) Otomatik bir ayar yok, her ayarı kendin yapıyorsun. Düşünsenize şimdiki gibi çek çek bitmeyen teknoloji de yok. 36 pozun var makinende. Eğer filmi düzgün takarsan 37-38 poz çıkıyor, senden keyiflisi yok o zaman. Hele bir de çektiğin fotoğrafların banyosunu beklemek vardı. Al sana heyecan. Yok öyle çek, bak ekrana, olmayınca bir daha. “Acaba nasıldı fotoğraflar?” Bekle, dur. Bu günlerin ardından dijital fotoğraf makinesine geçişim biraz sancılı, daha doğrusu uzun oldu. Bırakmak istemedim filmleri ve o güzelim makinemi. Ama onlar beni bırakmaya başlamıştı. Film üretimleri durmaya başladı ve biraz zorunlu bir geçiş oldu benimkisi. Ve bir akşam ansızın geçtim dijital dünyaya. Artık dijital çağda dijital fotoğraflar çekiyoruz. Aslında her şeyin dijitalleştiği dünya da, fotoğraf baskıları bitti, albümler bitti, en önemlisi de anılarımız bitti. Evdeki tek albümlerimiz düğün fotoğrafları oldu artık. Fotoğraflar telefon arşivinde veya bilgisayarda iç içe geçmiş klasörlerin içinde birer dosyadan ibaret. Artık fotoğraf albümleri de sosyal medya sayesinde dijital. Telefondan çek, filtrele, filtrele, sosyal medyada paylaş. Bitti… Hepsi toplasan 30 saniye, bilemedin 1 dakika.
Böyle böyle geçti günler… Hiç eğitim almadan geçen günlerimin ardından bir gün dedim ki; “Madem böyle bir hobim var, üniversitesine de gideyim.” Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümünü bitirdim. Fotoğraf ve kamera konusunda güzel tarihi bilgilerim oldu ;) Daha da hoşuma gitti…
Daha sonra yine Burak ile beraber eğitmenlik günlerimiz başladı. Fotoğrafa gönül verenleri bir araya getirmeye çalışarak, hem bildiklerimizi onlarla paylaşalım istedik, hem de bir arada güzel projeler yapalım dedik. Fotoğraf severleri bir araya getirmeyi başardık fakat projeler kısmında takıldık ve takılmaya devam ediyoruz maalesef. Birçok kişi büyük bir merakla başlıyor fotoğrafa ama büyük bir hızla da bırakıyor makinesini bir kenara. İki yıldır belki 1000 kare fotoğraf sayısına ulaşmamış makinesi olan, hatta makineyi koyduğu yeri unutan tanıdıklarım var benim.
Tüm bu olanların ardından fotoğraf severlere sesimizi duyurmak, bu mecrada uygulama yapamadan sözel olarak da olsa bildiklerimizi buradan paylaşmak, fotoğrafa gönül verenleri bir araya toplayabilmek için bu köşeyi açtık sizlere…
Ve son olarak ben kim miyim? Ben aslında hayatını matematik öğretmeni olarak devam ettiren, bunun yanında yıllardır tiyatro oyunculuğu, radyo programcılığı, halk oyunları gibi hobiler edinmiş, fakat en uzun süreli hobi olarak fotoğrafa gönül vermiş, her şeye rağmen kendine “fotoğrafçı” bile diyemeyen, kendi halinde ve kendi kendine fotoğraf çeken biriyim.
Umarım bu köşemiz hepimiz adına faydalı olur. Netice de bilgi paylaşıldıkça güzel.
Görüşmek dileğiyle…
Onur ORHAN