Özgür Köker 1
Tekirdağ
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Mail: muratsevgi@hotmail.com

ÇEVRECİLER UYUYOR MU?

İlçenin ve köy iken mahalleye dönüşen yerleşim alanlarının çevresinde tarım arazileri ile kaplı alanlar imar alanına alınarak yapılaşıyor. Büyümesi hiç durmayan yerleşim yerleri ve sanayi işletmeleri çevresinde çok az yeşil alan var. Bugüne kadar askeri alanlar ve mezarlıklar sayesinde ağaç görebiliyorduk ama büyüme hırsı ile o da zora girdi. Askeri alanlara musallat olan bürokrasi bu alanları yapılaşmaya açmak için her dakika yeni bir girişimde bulunuyor. Bu alanlar dışında, doğal, bugüne kadar hayatta kalma şansı bulmuş, günümüz şartlarında muhteşem denilebilecek alanlar da var. Gözden uzak kalmanın avantajıyla korunma imkanı bulmuş. Şimdi bu alanlara da endüstri, inşaat, madencilik adı altında musallat olundu ve işletmeler kazanç hırsıyla doğayı yok etme konusunda hızını alabilmiş değil. Çorlu’nun Önerler-Seymen bölgesi kum ocaklarının kuşatması altında.

            Çorlu Belediyesi Meclisi geçtiğimiz aylarda ilçemizdeki çevre sorunlarını incelemek ve bu konuda rapor hazırlamak üzere bir komisyon kurdu. Kurulan komisyon Ağustos ayı içerisinde toplandı. Toplantıya hem Park Olsun Platformu, hem de Trakya Platformu adına yapılanları aktarmak üzere katıldım. Öncelikli olarak bölgemizdeki kum ocaklarının orman alanında yapmak istedikleri projeler gündeme alındı. Bu alan içerisinde bulunan tarihi su yolları arkeolojik sit kapsamında tescilleri bulunan yerlerle ilgili bilgiler aktarıldı. Çerkezköy, Ergene, Çorlu ve Marmaraereğlisi ilçelerini kapsayan geniş ölçekli bir tarihsel perspektifte yapılabilecekler sıralandı. Bu toplantıda komisyon üyeleri ormanlık alan, bölgede bulunan su yolları, tarihi yapılar, arkeolojik sit alanları ve kum ocağı projelerinin yerinde tespiti için bir keşif gezisi organize edildi. 6 Eylül 2018 Perşembe günü yapılan Çorlu Belediye Meclisi Çevre Komisyonu keşif gezisini komisyon üyeleri Osman ÖZTÜRK, Muzaffer BİRDAL, Alev TÜRK, Bülent KERVANCI; Özel Kalem Müdürü Hakan ÖZTÜRK, Plan Proje Müdürü Erkan KAÇAR, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Vildan PERÇİNOĞLU, Hukuk İşleri Müdürü Berna YEKE, Avukat Levent TEZ, Çevre Mühendisi Ali FIRIN, Çevre Mühendis Serkan KAYA, İnşaat Mühendisi Kerem SAVAŞ, Halkla İlişkiler ve Basın Bürosundan Zaim ERKEN'in katılımı ile gerçekleştirdik.

* * *

            Keşif gezisi sırasında özellikle bölgenin yaşam alanlarından kesin çizgilerle ayrılan bir yapıya sahip olmasıydı. Yani, bölgeye girdiğimizde 500-600 metre sonra sanki yüzlerce kilometre uzaklaşmışız hissi yaşadık. Tepelerle, vadilerle dolu bir doğa parkındaymış gibi hissettiren yüzey örtüsü açıkçası Çorlu’dan pek de uzaklaşmadan beklenen bir ortam değildi. Çukurçengel vadisinin tabanında onlarca kaynak ve bu kaynaklar için açılmış kuyular, su toplama yapıları gördük. Bu yapılar tarihi Perintos Antik Kenti için kuzeyden su getiren sistemin bir parçası ve halen kurtarılabilir durumda. Hemen yanında ise dev iş makineleri ile ağaçları yerinden söküp altındaki kumu kamyonlara yükleyerek bölgeyi Arabistan çöllerine çeviren kum ocakları...

            Bölgede yoğun bir kanyon trafiği de gözlendi. Bu trafik halen faal olmaması gereken bir bölgeden kum yükleyen kamyonlardan kaynaklanıyordu.

            Kum ocaklarından biri kum çıkaracağı alandaki 180.000 ağacı keseceğini CED Projesine yazıyor, diğer bir ocak için ise Tekirdağ Valiliği tarafından “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı veriyor.

            Birkaç tane kum ocağı tarafından kuşatılan bu doğa harikası alanın mutlaka kurtarılması lazım. "Tabiat Parkı" yahut "Doğal Sit Alanı" olarak korunması gereken bir yer. Dünyanın başka bir yerinde olsa içerisine insan girmesine bile izin verilmez. Hemen İstanbul yönünde, birkaç kilometre ötede Danamandıra Tabiat Parkı var. Silivri'de bir doğa harikası. Çukurçengel / Kirazdere / Ağırmeşe bölgesi Silivri'nin Danamandıra Tabiat Parkı ile karşılaştırıldığında hem doğal çeşitlilik, hem de müdahale edilmemiş olması bakımından çok daha etkileyici bir yer.

            “CED Gerekli Değildir” denildikten sonra bu işin tek çözüm yolu kalıyor: YARGI. Yani Sivil Toplum Kuruluşları (STK’lar), bölgedeki meslek odaları ve en büyük görev de yerel yönetimlere düşüyor. Orman Bakanlığı da bu işe nasıl rıza gösteriyor, o da ayrı bir soru işareti!

            Kararın ardından ilgili şirketin karar gereğinde maden sahasını genişletmek için bölgedeki ağaçları kesmesinin önünde tek engel yargının vereceği öncelikli olarak YÜRÜTMEYİ DURDURMA ve yargılama nihayetinde de İPTAL kararıdır. Böylesine vahşice bir kıyımı CED sürecinin sorgulama teknikleri ile bile onaylamak mümkün olamazken, CED süreci için GEREKLİ DEĞİLDİR demek bölgenin doğal kaynaklarına, tarihi değerlerine telafisi imkansız zararlar verir.

            Lafa gelince mangalda kül bırakmayan klavye kahramanlarının sosyal medyadan patlattığı büyük çözüm tepkisinde olduğu gibi bitirelim: "Çevreciler uyuyor mu?", "Nerede Belediye?", "Yok mu şu işi ucundan tutacak?"

            Hep sevgi ile kalın.

            Murat SEVGİ

            http://twitter.com/MuratSevgi

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar