"Emperyalizmin ve kapitalizmin en somut örneği Türkiye'de pancar ve şeker üretimi
1- Neo-liberal İktidarın verdiği ilk tavizlerden olan şeker sektörü 2003-2004 yıllarında uyum yasaları çerçevesinde çok uluslu şirket olan Cargill'in kontrolüne geçti.
2- Abd başkanı Bush'un bile dahil olduğu süreç sonunda 1. Sınıf tarım arazisi ve su havzası üzerinde Cargill ithal mısırlarla nişasta bazlı şeker üretimine başladı. (Fabrika Bursa Orhangazi'de)
3- Pancar üreticisine Şeker Kurumu aracılığı ile kotalar kondu. Türkiye belli bir tondan fazla pancar üretmemeye başladı. Üretenler destekleme aksaklıkları gibi sorunlarla uğraştı.
4- Cargill yönetimi Şeker Kurumunu kontrolüne aldı. Pancar üretimi azaltıldı, NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) artırıldı. Oranlarla istenildiği gibi oynandı. Hatta 2017 yılında kendi belirledikleri kotadan fazla NBŞ üreten çok uluslu şirketlere Şeker Kurumu bırakın ceza kesmeyi soruşturma bile başlatamadı. Çünkü iki kurumda tek elden yönetiliyordu.
5- Şeker Fabrikaları pancar üretimi yetersiz kalmaya başladığı için kapatıldı.
Buraya kadar AB'ci, liberal iktidarı okudunuz, bundan sonrası ise milliyetçi, emperyalizme tokat atan iktidar(!) döneminde yaşandı.
6- Şeker fabrikaları açıldı. Şeker Kurumu KHK ile kapatıldı. Milli İttifakçılar hemen olaya atladı, işte emperyalizme tokat, yerli üretim, cehapee anlamaz, milli şeker kardeşim milli.
7- Bugün ortaya çıktı ki Cargill'in bakanlara sunduğu raporda mevcut fabrikaların üretime alındıktan sonra satılması istenmiş. NBŞ üreten firmaların yıllarca devlet kurumu üzerinden yaptıkları oynamalar yetmemiş pancardan üretim yapan kurumları tamamen yok etmek üzere birilerini ikna etmişler bile.
Yani biz milliyiz, ona tokat attık, bunu dize getirdik yok kardeşim. Denklem basit Avrupa ülkelerinin bile yasakladığı NBŞ'ye ne yaptın ? Bush'un şirketlerinin yanında mı yer aldın çiftçinin pancarını işleyen fabrikaların mı ?
Biz de tepkiyi göstermekte geç kalıyoruz sanırım.
Benim sürece dair hatırlayabildiklerim bunlar. Eksiği mutlaka vardır. Murat Ağabey ekleyeceklerin vardır diye düşünüyorum." diye yazmış Mustafa (Utku) kardeşimiz.
Ben de ekledim:
1- AB ve ABD kaynaklı finansmanın ülkeye girişi uzun zamandır yerini yabancı görünümlü kaçak paraya bıraktı. Ülke dışına kaçırılan para yabancı finans kurumları üzerinden yabancı sermaye ve kredi görüntüsünde tekrar ülkeye sokuluyor.
2- İlk önce 'Yeşil Sermaye' diye başlayan sistemin işletmecileri ana parayı öylesine aşırı sömürdü ki, sistem çöktü. Batak holdingler hikayesi yaşandı. Sonrasında Almanya'da siyasi zemin değişince bağlantı zayıfladı. Bu arada başka devletler ile bu 'yabancı görünümlü' dümen devam etti.
3- Bu bağlantı noktaları çoğaldı. Man Adası, Katar gibi kaçak paranın kontrol edildiği yerler çoğaldı.
4- Karadeniz Bölgesinde yüzlerce HES (hidroelektrik santrali) projesi için yol verildi. Herkes İsrail suyu boruya sokturuyor, ticarileştiriyor derken Alman şirketleri HES ekipmanlarını çatır çatır devlet garantili olarak sattı. Ticaretin kârı yine aynı ceplere girdi.
5- Hatırlarsınız; milyonlarca hayvanı tek bir şirket üzerinden ithal ettik. Şirketin Katarlı ortakları vardı, ama para bizden kaçırılan paraydı.
6- Şimdi Cargill Türkiye'deki şeker fabrikalarını alacak. Cargill'in Türkiye ayağı kim?
7- Yani; bizim ülkemiz uzun süredir Damat Ferit kültürü ile sömürülüyor. Gavur içimizde!
Mustafa "Cargill'in Türkiye ayağı en son bankalara borcu ödemeyeceğim diye yurt dışına mal çıkarıyordu. Demek ki bir bildikleri varmış :)" diye açıklamış, ama ötesi de var.
Önce soruyorum:
* Onu niye yaptı?
* Borsa terimi olarak "Manipülasyon" nedir?
* Bir de "Keriz Silkeleme" diye terim var. O nedir?
- Haberler tamamen resmi olmayan kanallardan medyaya verildi. Şirket yahut bankalardan ses çıkmadı. Oyunu görün artık! (Ben bunu o günlerde eş zamanlı olarak sosyal medyada yazdım)
- O haberler sayesinde 6 Şubat'a kadar dedikodu dalgası şirketin ana hissedarlarına yaradı.
İHALELER GERÇEKLEŞİRSE 14 KALE DAHA DÜŞECEK!
Türkiye'de 14 adet ŞEKER FABRİKASI için özelleştirilmesi kararı alındı.
PEKİ DÜNYADA DURUM NE?
İngiltere ulusal şeker ihtiyacının `'ını 3500 şeker üreticisinden ve bunların ürettiği şeker pancarını da 1912 yılında kurmuş olduğu "devlet destekli" British Sugar'ı güçlendirerek arttırmayı planlıyor!
Mustafa Kemal Atatürk «HER FABRİKA BİR KALEDİR» diyor ama birileri kalelerin kapılarını içeriden açıyor. Bunun farkında olmayanlar "Atamızın mirasına sahip çıkıyoruz" söylemlerini alkışlıyor.
Hep sevgi ile kalın.
Murat SEVGİ
murat.sevgi@hotmail.com