“Hangi makineyi almalıyım?” sorusu en çok karşılaştığımız sorulardan biridir. Bu soruya cevap vermeden önce “Makine almalı mısınız?” sorusuna cevap arayalım isterseniz.
Eğer birileri size fotoğraf çekmenin kolay olduğunu söylediyse, yalan söylemiştir. Bilginiz olsun. Fotoğraf çekmenin ayar yaparak, hatta ayar yapmadan sadece düğmeye basmak olduğunu düşünüyorsanız haklısınız. Basit bir iş gerçekten. Ama fotoğraf çekme işi bir bütün olarak düşünülmeli. Makineniz olmalı, ona gözünüz gibi bakmalısınız ki kendileri netice de biraz pahalı. Arada temizleyeceksiniz, seveceksiniz. E biraz eğitim alacaksınız, araştıracaksınız, okuyacaksınız bir şeyler öğreneceksiniz. Sonra da fotoğraf çekeceksiniz. Artık bu evde çekim olur, yaşadığınız şehri çekersiniz ya da gezmeye gidersiniz. Sizin bileceğiniz şey. Ama ne yaparsanız yapın şu kesin ki, her işte olduğu gibi fotoğraf çekmede de telafisi mümkün olmayan değerli zamanınızı ayırmanız gerekiyor.
Bir zamanlar profesyonel ya da yarı profesyonel dediğimiz sınıftaki fotoğraf makinelerini almak zordu. O kültür çok oluşmamıştı ve aynı zamanda fiyatları da yüksekti. Daha sonra teknoloji ilerledi ve dijital çağda her bütçeye uygun fotoğraf makineleri piyasaya sürüldü. Bu dönemden sonra herkesin boynunda bu tarz fotoğraf makinelerini görmeye başladık. Ama şunu bilin ki, fotoğraf makinesini almakla olmuyor bu iş. Az önce dediğim gibi zaman ayırmak gerek. Yoksa almışsın kocaman makineyi, otomatikte çekmişsin. Ne gerek var o zaman koca makineyi taşımaya. Git cebine giren bir makine al bari. Hatta şu an ki teknolojide telefonlar bile fazlasıyla işini görür. Külfet olmasın koca makineyi taşımak. Çünkü belli bir süre sonra gerçekten oldukça ağır geliyor. Sonuç olarak eğer böyle bir makine aldıysan, o zaman hakkını vereceksin. İki yıldır belki 1000 kare fotoğraf sayısına ulaşmamış makinesi olan, hatta makineyi koyduğu yeri unutan tanıdıklarım var benim. Diyorum ki, gel satalım makineyi, ona da yanaşmıyor. Altın da değil ki mübarek evde durdukça değerlensin. Bırak değeri yükselmesini, aslında her geçen gün değeri düşüyor hızlı teknoloji dünyasında. Şöyle ki; 4 yıl önce aldığım sıfır fotoğraf makinesi artık üretilmiyor. Daha sonra başka bir makine aldım. O markanın en üst modeliydi. 1,5 yılda onun üstüne iki tane daha model çıkardılar. Neyse, evde durdukça rahatlıyorlar herhalde. Anlayamıyorum…
Bir de toplumumuzda bir durum var ki, bence içler acısı. Yeri gelmişken ona da değinelim biraz. Eline kaynak makinesi alan kendini kaynakçı, anahtar alan usta, fotoğraf makinesi alan kendini fotoğrafçı sanıyor. Üstelik sanmakla kalmıyor, bir de kendine kaynakçı, fotoğrafçı diyor, kendini herkese öyle tanıtıyor. Ben hala kendime “fotoğrafçı” diyemem mesela. Çünkü bu işi gerçekten hakkıyla yapan, yıllardır uğraşan ustalara hakaret gibi geliyor bana. Ve bence hala amatör ile profesyonel kelimeleri arasındaki farkı da bilmeyenler var aramızda. Elinize profesyonel fotoğraf makinesi alınca profesyonel olmuyorsunuz. Bilmeyenler için belirtmek gerekir diye düşünüyorum:
Amatör: Bir işi para kazanmak için değil, zevk için yapan kişi (Sanıldığı gibi acemi değil)
Profesyonel: Bir işi para kazanmak için yapan kişi (Sanıldığı gibi uzman değil)
Ben mesela hala amatör ruhluyum. Eğitmenlik yapmama rağmen kendimi tanıtırken ben fotoğrafla uğraşan ve bundan zevk alan biri olarak tanıtırım.
Öğrencilerime de her zaman söylediğim gibi, ne yaparsanız yapın hakkıyla yapın, en iyisini yapmaya çalışın. Mış gibi yapmakla olmuyor maalesef.
Sözü yine fazla uzattım, dallandırdım budaklandırdım. “Makine almalı mısınız?” sorusuna cevap vermeye çalıştım. Profesyonel veya yarı profesyonel bir makine alıp, otomatikte çekim yapacaksanız, kullanmayı öğrenmek zor gelip bir kenara atacaksanız, telefon ile çekim yapmaya devam edin. Sizin için en iyi fotoğraf makinesi o. Hem her zaman yanınızda, hem de hemen sosyal medyada da paylaşıyorsunuz. Üstelik ekranı daha büyük ve iki tık ile fotoğrafı büyütüyorsunuz. Daha ne olsun. Bence sizin fotoğraf makineniz eksik olsun. Paranıza yazık.
Yok, ben alırım, öğrenirim, sabırlıyımdır diyorsanız, telefonla çekilen fotoğraflar ile makineyle çekilen fotoğraflar arasında ciddi farklar olduğunun bilincindeyseniz ama hangi makineyi alacağınıza karar veremiyorsanız, sonraki yazılarımızı bekleyin.
Bu arada “Benim param çok, alırım, kenara da koyarım. Sana ne!” diye içinden bana söylenenler olabilir. Haklılar da. Bana ne gerçekten. Ben sadece bütçesi sınırlı olanlara, makine alıp almama konusunda ve makine almak isteyip kararsız kalanlara yol göstermeye çalışıyorum kendi halimce.
Görüşmek dileğiyle…
Onur ORHAN